14 Ocak 2010 Perşembe

Jean Genet - Çiçeklerin Meryem Anası




19 Aralık 1910 günü Pariste doğduğunda hayatı boyunca ne annesini ne de babasını tanıyacaktı,piç olarak doğan bu bebek daha sonra gerçek olmayan harflerle gerçekten hayatını kurtaracaktı.On yaşına kadar bir yetimhane ve çiftlikte yaşadı.Çocukluk yılları hayal kurarak ve yazarak geçti.Üvey annesi onun bir rahip olmasını istiyordu.İleride ise rahiplikten daha yüksek bir mertebeye-azizliğe- yükseleceğinden haberi yoktu muhtemelen.Ancak ne yetimhane ne de Çiftlik onun suç dünyasından geri kalmasını engelleyemedi.On yaşında küçük hırsızlık işlerine girdi.Zanaat okuluna yazılmasına rağmen orasıda yetimhane ve çiftlik gibi işe yaramamıştı.1926 yılında ilk hapishane deneyimini yaşadı.15 yaşındaydı henüz.

Serbest kaldığında tekrar bildiği yoldan gitmeye devam etti ve hırsızlığa başladı.Bu sefer reşit olana kadar kalması için ıslah evine yollandı.Oradan çıkmak için Fransız Lejyon'una yazıldı.Kısa bir süre sonra oradan da kaçtı ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde hırsızlık,fahişelik,kaçakçılık,sahtecilik gibi toplum tarafından dışlanan neredeyse bütün işleri yapıp tam bir serseri gibi yaşadı.Yeraltında yaşadı uzunca bir süre.İnsanların yüzüne bakmayacağı insanlarla arkadaşlık yaptı ve birlikte kaldı.1942'de Fransa'da hapise atıldığında Çiçeklerin Meryem Anası'nı yazdı(1943).Ardından Gülün Mucizesi (1946) geldi.Bunları Cenaze Töreni ve Brest'li Querelle takip etti(1947).1948 yılında hırsızlıktan onuncu kez yargılandığında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.Hayatının geri kalanını çocukluğundan beri alışık olduğu cezaevinde geçirecekti artık.Bu sırada kitapları'nın ayak sesleri yavaş yavaş duyulmaya başlamıştı. İçinde Jean Paul Sartre,Pablo Picasso,André Gide ve Jean Cocteau gibi Fransız aydın ve sanatçılarının olduğu bir grup Fransız Cumhurbaşkanına mektup yazdılar ve Jean Genet'ten bahsettiler. Bundan sonra Genet birdaha asla hapishanelere geri dönmedi.Affedilmişti.

Hapishaneden çıktıktan sonra tamamen edebiyat ile meşgul oldu.1949'da beş romanı,üç tiyatro oyunu ve sayısız şiiri vardı. 1950lerin başında yapıtlarındaki eşçinsellik ve suç unsurları yüzünden Amerika'da kitapları yasaklandı.1952 yılında Jean Paul Sartre "Aziz Genet" isimli kitabını yazdı.Genet artık büyük bir sınıfsal sıçrama yapmıştı.Hırsızlıktan Azizliğe kadar uzandı.Ancak bu sıfat yüzünden Sartre'ı suçladı ve aziz ismini kesinlikle kabul etmediğini dile getirdi.Sartre'la birdaha hiç konuşmadı.

Genet doğru! durmamaya devam ediyordu.Önce Fransadan başladı.1968 Mayıs'ında öğrencileri destekledi.Pariste,Cezayir kökenli fransız vatandaşlarının yaşadıkları sorunları anlatmak için Foucault ile birlikte çalıştı.Ardından Vietnam savaşı sırasında Amerikan soluna destek verdi.Yine Amerikalıları kızdırarak Kara Panterlere desteğini açıkca dile getirdi.Ve son olarak dünya çapında büyük bir kesimi kızdıracak hareketini yaptı.Açık açık İsrail'e karşı savaşan filistinlilere desteğini açıkladı.Altı ay Filistin kamplarında yaşadı.Amman yakınlarında gizli olarak Yaser Arafatla buluştu.1986da Paris'te bir otel odasında ölü bulundu.

Romanlarında genel olarak kendi hayatından yola çıkar.Hırsızlar,katiller,kaçakçılar,fahişeler ve eşcinselleri konu edindi yapıtlarında.Bütün bu alt tabaka onun romanlarındaki şiirsel anlatımla şaşırtıcı bir güzellik kazanırlar.Oyunlarında ise daha çok hayatla ilgili görüşlerini anlatmaya çalışır.

Genet, bütün yapıtlarında yerleşik ahlak kurallarının karşısındadır.Şiddetli ve aşağılayıcı derecede bir erotizm yaşar.Özellikle başkalarının insana zorla benimsetmeye kalktıkları yazgıya karşı çıkmakla insanın gerçek kimliğini bulabileceği düşüncesi,onda tutkulu bir inanca dönüşmüştür.

Çiçeklerin Meryem Anasından;

Hapishane duvarlarının diplerinde rüzgar dize gelir.Hapishane kendisi ile birlikte tutukluların içinde uyudukları hücreleri sürükler, yükünü hafifletir ve çekip gider. Yargıçlar,koşun,hırsızlar uzakta. Ev soyucular yukarıya çıkıyorlar. Merdiven boşluğundan ya da asansörle. Çok kurnaz, çok usta bunlar; ustalıkla soyarlar. Aşırırlar. Kadın giysisi çalarlar. Merdiven sahanlığında, Hırsızlık yapan bir çocuğun, kapıları maymuncukla açan bir yeniyetmenin gizeminden korkarak donup kalan gece yarısı burjuvası, soyulan burjuva, "Hırsız var!" diye bağırmaya cesaret edemez. Başını bile şöyle bir çevirir. Hırsız, başları çevirtir, evleri yalpalatır,şatoları hoplatır, hapishaneleri uçurtur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder